Fanon-Sartre Diyaloğu Hakkında Bir Not



 

'There is nothing more consistent than a racist humanism, since the 
Europe has only been able to become a man through creating slaves and monsters'.
Jean-Paul Sartre 

Sartre'ın Fanon'la düşünsel alışverişinin boyutlarından birine işaret ediyor bu pasaj. Buradan hareketle, Fanon’un Sartre'ı yankılaması gibi Sartre’da da Fanon'un sesini duyabileceğimizi söyleyebiliriz. Tek taraflı olmayan, karmaşık bir ilişki bu. 'Etkilenme endişeleri' ve karşı tarafın bazı fikirlerine koyulan rezervler var ama etkileşim de devam ediyor... Varlık ve Hiçlik'i okuduğumda Sartre büyük bir filozof ve edip olarak karşıma çıkıyor; fakat Fanon okumaya yeniden her dönüşümde de o ana kadar bildiğimden çok farklı katmanları olan derin bir teorisyenle karşılaşıyorum.

Üzerinde çalıştığım kitabın bölümlerinden birini teşkil eden ve kitaba 'Kolonyal Durumda Tanınma' başlığıyla dahil olan bölümü dört sene önce ilk yazdığımda, Fanon meselesi kafamda bitmişti sanki. Fakat kitabın düzeltmeleri sırasında eserlerini yeniden okuduğumda daha önce görmediğim pek çok bağlantıyı keşfettim. Bundan dolayı bölüm biraz daha genişledi ama elbette fiziksel sınırları var; zira bir Fanon kitabı değil Kimlik ve Tanınma Mücadelesi üst başlıklı bir eser bu. Bu kitabın düzeltmelerini yapıp teslim edebilirsem, daha geniş ve ayırntılı bir analize dayanan yeni bir Fanon bölümünü başka bir kitap için yazmak üzere iştahlandım.

Yukarıdaki imaj, kafamda yeni okumalarla birlikte iyice pekişen Fanon imgesini çok iyi tasvir ediyor: Parçalanmış öznellik. Yüzde başlar. Bu, 'şiddet teorisyeni', 'ulusal kurtuluş doktrineri', heroik anti-emperyalist Fanon değil. Fanon bunlardan her biri aynı zamanda. Ancak öznelliği parçalanmış Fanon da bu 'kimliği' tamamlar. Hatta klişeleşmemiş bir Fanon portresi ortaya koyabilir.



Popular Posts